Doğa yaratmadı: Deniz altında keşfedilen gizemli yapının sırrı çözüldü
Arkeologlar Baltık Denizi’nin karanlık sularında 10.000 yıl önce inşa edilmiş bir mega yapının kalıntılarını buldular. Yaklaşık 1 kilometre uzunluğundaki bu devasa yapının, ren geyiği avlayarak beslenen aç Taş Devri avcıları tarafından yapıldığı sanılıyor. Peki Taş Devri’ndeki insanlar neden minyatür bir Çin Seddi inşa etmekten büyülenmiş olabilir?
Blinkerwall olarak bilinen yapı, yakın zamanda Almanya’nın kuzey kıyısındaki Mecklenburg Körfezi’nde Kiel Üniversitesi, Rostock Üniversitesi ve Leibniz Baltık Denizi Araştırma Enstitüsü’nden bir ekip tarafından keşfedildi.
Bölgeyi incelemek için gemiler ve denizaltı drone’larıyla çalışan ekip, uzun süredir araştırılan duvarın durumu ve boyutu hakkında sonar verileri topladı.
Kıyıdan 21 metre derinlikte yer alan Blinkerwall, 971 metrelik bir boşluk boyunca yan yana yerleştirilen, çoğu 1 metreden kısa en az 1.673 farklı taştan oluşuyor.Taşların çokluğu ve sistematik dizilişleri bu oluşumun doğal süreçlerle meydana gelmediğini göstermektedir.
Blinkerwall binlerce yıldır denizde kayıp olmasına rağmen, son Buzul Çağı’nın sona ermesinden yaklaşık 10.000 yıl sonra bölgenin hala karada olduğu düşünülüyor. Ancak 8.600 ila 8.000 yıl önce deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle sular altında kaldı.
Bu, Kuzey Avrupa’nın büyük bir kısmının yükselen denizler nedeniyle sular altında kaldığı bir dönemdi. Yaklaşık 8.200 yıl önce, Britanya’yı Avrupa anakarasına bağlayan ve Doggerland olarak bilinen topraklar, bir deniz altı depremi ve ona eşlik eden tsunami nedeniyle sular altında kaldı.
Bir kilometrelik av tuzağı
Araştırmacılara göre Blinkerwall’un en mantıklı açıklaması bu dönemde bölgede dolaşan virüs. Avlanma alanında büyük toynaklı hayvanları, özellikle de ren geyiklerini yakalamak için inşa edildi.Böylece bölgedeki Taş Devri insanları beslenmelerine katkı sağlayan çok büyük ve doğal bir çiftlik kurdular.
Duvarın topografik yönelimi, Kuzey Almanya Ovası boyunca ren geyiğinin iki yılda bir yaptığı göç yollarıyla kesişmiş olabileceğini de akla getiriyor. Avcılar muhtemelen başıboş dolaşan hayvan sürülerini duvara yaslayıp, kaçamayacakları bir yerde tuzağa düşürüp sonra da avlıyorlardı.